Nazan Nazik
Kopyaların Dünyasında Gerçek Olmak. Her insan biriciktir. Her insan, varoluşun sessiz laboratuvarında kendine özgü bir yetenekle yoğrulur.
Kimimizin sesi, kimimizin kalemi, kimimizin eli, kimimizin kalbiyle işler bu yetenek. Fakat çağımızın en büyük yanılgısı, bu özgün cevheri fark etmek yerine başkalarının ışığında parlamaya çalışmak oldu. Bir başkasının başarısına hayran olmak insani bir duygudur, ama o başarıyı kendine kopyalamaya kalktığın an, kendinden eksilmeye başlarsın.
Çünkü kopya hiçbir zaman orijinal kadar parlak değildir. Birinin yolunda yürümek seni bir yere götürmez; kendi yolunu bulmadıkça, kendi ayak izlerini toprağa bırakmadıkça başarı da, mutluluk da birer hayalden ibaret kalır. Yetenek, bir kıvılcımdır. Fakat o kıvılcımı rüzgârdan korumayı bilmezsen, başkasının ateşine koşarken kendi ışığını söndürürsün.
Kendiyle yarışmayan, sadece başkalarıyla rekabet eden insan, aslında sessizce kaybeder. Çünkü kendi potansiyelini tanımadan, kendi içindeki denizi keşfetmeden yola çıkan biri, başkalarının haritasıyla yol bulmaya çalışır.
Oysa her insanın denizi, her ruhun derinliği farklıdır. Gerçek başarı, bir başkasını geçmek değil, dün olduğun kişiden ileriye gitmektir. İnsan, kendi yeteneklerini keşfettiği an büyür. O an, kendini taklit eden değil; kendini inşa eden olur.
Ve bu dünyada kalıcı iz bırakanlar, hiçbir zaman kopya değildir. Onlar kendi renkleriyle dünyayı boyayanlardır. Toplum olarak öğrenmemiz gereken en büyük ders belki de budur: Kendin ol. Kendi yolunun taşlarını kendin diz.
Çünkü başkasının gölgesinde yürüyen, hiçbir zaman kendi güneşine ulaşamaz..










