Otobiyografik şarkıların, aşkın, yaşamındaki hüzünlü kayıpların Chanson baladlarıyla bezenmiş şarkılarıyla tanıdık o minyon kadını..
Edith Giovanna Gassion ‘Edith Piaf’ Fransa’nın en popüler şarkıcısı, 20 yüzyılın en ünlü sanatçılarından biri olarak kabul edildi. 14 yaşında iken babasıyla turnelere çıkan Piaf’ın şöhreti Almanya’nın Fransa’yı işgali sırasında artarak kendisini bilinir bir sanatçı olarak ilan etti. 30 ‘lu yaşlarında kendi adını taşıyan “La Vien Rose’ adındaki şarkısı müzik piyasalarındaydı. Artık Fransa’nın en popüler sanatçılarından biriydi. Birbirini peş peşe takip eden Avrupa, Güney Amerika ve ABD turnelerinde şöhretinden söz ettirdi. Ed Sullivan’da sekiz kez sahneye çıktı.
1963’te 47 yaşında ölümünden birkaç ay öncesine kadar Paris’teki Oyimpia müzik salonunda bir dizi konser olmak üzere performans sergiledi. Son şarkısı “L’Homme de Berlin” aynı yılın Nisan ayında kocasıyla birlikte kaydedildi.
Piaf icra ettiği müziğin mihenk taşlarından biridir. Yaşamıyla ilgili yaptığım araştırmalar doğrultusunda hazin ve zorluklarla dolu bir yaşam geçiren küçük Piaf geneleve bakılması için babası Louis Alphonse Gassion tarafından kısa bir süre için gönderilmiş.. Küçük yaşlarda gözleri mikrop kapan Piaf kör olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan şarkıcı bu hastalığı yaşarken Paris’in karanlık sokaklarındaki genelevlerinden birinde oradaki kadınlarla birlikte yaşam sürdürmüş. Aradan geçen zaman içinde tedavi sonucu gözlerini yeniden kazanmış.
Babası, küçük Édith’i genelevden alarak mesleği olan sokak akrobatlığı insanlara yetmeyince kızını sokakta insanlara karşı akrobatlık veya numara yapması için zorlamış. Bunun üzerine Edith, en iyi bildiği şarkı olan Fransa milli marşı “La Marseillaise” i söylüyor. Daha sonrasında babasından ayrılarak kenar mahallelerde şarkı söylemeye devam ediyor. 17 yaşında anne oluyor ve tek çocuk doğuruyor. Doğurduğu kız çocuğu Marcelle 2 yaşında iken menenjit hastalığından ölüyor. Fransızların Kaldırım Serçesi dedikleri bu ses Louis Leplée tarafından keşfedilir. Lakin Leplée öldürüldükten sonra derin ve şüpheli sorgulamalara tabi tutulur. Bu dönem Piaf için oldukça zor geçer. Bütün popülaritesi yok olur kaybolur. Halkın nefret duygularıyla karşı karşıyadır.
Kabarelerde şarkı söylemeye başlar. İlk meşhur olduğu zamanda tanıştığı Raymond Asso’yu araması sonucu profesyonel müzik yaşamına döner. Eğitimler alır ve eski ününe Edith Piaf olarak olarak devam eder. Piaf aşırı derecede alkol tutkunudur. Hayatının erkeği olarak tanımladığı Marcel Cerdan’ın ölümünden sonra tamamen değişir ağrı kesici, alkol ve morfine bağımlı hale gelir. 11 Ekim günü kendi evinde yaşama veda eder.
O ölümden korkmamaktadır Yalnızlıktan korktuğu kadar.. Son röportajında;
Bir kadına öğüt verecek olsaydınız bu ne olurdu?
“SEV”
Bir genç kıza?
“SEV”
Peki bir çocuğa?
“SEV”
M. Sabri Danabaş
